Demir (Fe) ve Demir Noksanlığı
Demir her ne kadar toprakta noksanlık yaratmayacak miktarlarda bulunsa da toprakta çözünmüş halde bulunan Demir (Fe) miktarı oldukça düşüktür bu sebeple eksikliği en sık ve fazla görülen besin elementlerinden biridir. Demir (Fe) yüksek pH ve yüksek kireç ortamında çözünemez bileşikler oluşturur. Ülkemiz toprakları Karadeniz Bölgesi haricinde yüksek pH’lı olduğundan dolayı Demirin (Fe) topraktan alımı düşük seviyededir ve noksanlığı sıklıkla gözükür, elbette bilindiği üzere EDDHA şelatlı demriler ile bu problem ortadan kalkmaktadır (bknz: Kellomfer,Segurofero,Hierrofer).Demirin (Fe) alınımını kötü etkileyen faktörlerden diğerleri de drenajı ve havalanması kötü olan topraklar ve ortamda diğer ağır metallerin fazlaca bulunması olarak sıralanabilir. Demirin (Fe) bitkideki fizyolojik işlevleri ise klorofilin yapısına katılması, enzim aktivatörü olarak biyokimyasal reaksiyonları katalizlemesidir. Klorofilin yapısına katıldığından dolayı fotosentez için oldukça fazla önem arz eder. Eksikliğinde yapraklarda Kloroz adı verilen sararma görülür.
Amino asitlerde Demiri (Fe) şelatlayabilirler. Her ne kadar sentetik şelatlar kadar stabil olmasalar da kılcal köklerdeki emiciliği ve doku geçirgenliğini artırmakta radikal etki yaparlar. Demir ile Amino asitler (STYM-25 ve/veya OLA) BERABER KULLANILDIKLARI ZAMAN sinerjik bir etki gösterirler, ilaveten bitki içerisinde demirin etkinliğini devam ettirerek daha yüksek mobiliteye olanak sağlarlar.
Demir bitkilerde inmobilize olabilir çünkü; Stok maddelerin bir kısmını (fitoferitin) ile bağlanabilirler bunun dışında, karbonat veya nitrat gibi belirli iyonların oluşması doku pH sını arrtıracağından dolayı çözünebilir ve alınabilir demirin miktarında azalmaya sebep olurlar. Amino asit gibi asidik maddelerin birikimi bazı bitkilerde dokusal pH yı düşürerek demiri çözünebilir ve alınabilir halde tutan bir mekanizma oluşturabilir.